31 Ekim 2012 Çarşamba

misafirlik öncesi kadıköy diggin part II - rainbow45

ufacık tefecik bir turşucuk, ortasona ve lisebire giden bir küçük metalci çocucuk iken eskişehirde iki eylül caddesinin hamamyolu çıkışına denk gelen, odunpazarı mevkiine yakın bir pasajında bir metalci dükkanı vardı ki ismini hatırlamıyorum. lakin dükkan tabelasına logo olarak motörhead'in ikonu warpig a.k.a. snaggletooth'u koymuş idi... dükkanın vitrinini de ağız sulandırıcı kuru kafalar, zincirler, metal posterleri ve albüm kapaklarıyla öyle bir süslemişti ki dükkanın içine girene kadar vitrinde saatler geçirebilirdiniz ki biz öyle yapardık. slayer'ın megadeth'in whiplash'ın voivod'un türlü türlü thrash ve speed çılgını grubun albüm ve materyallerini orada görmek akıl yitimine neden oluyordu... purplelar zeppelinler gibi klasikler ya da bon joviler leppardlar whitesnakeler gibi dönemin popüler hard rock grupları da orada mevcut muydu bilmiyorum, gözüm hiç onları görmemiş, orta sonda çılgın gibi dinlememe rağmen hatırlamıyorum bile... bir speed-thrash trenine binmiş gidiyordum. dükkanın sahibi abi de muhtemelen bizden 3-5 sene önce o trene binmiş, şimdi de eskişehir vagonlarını çeken lokomotifi sürüyordu. aklımızı uçuran onlarca albüm arasında bütçelerimiz de harçlıklarla sınırlı olduğu için aytuğ ve diğer metalci arkadaşlarımla albümleri seçiyor, birinin kasede çektirdiğini diğeri ondan kopyalıyordu. ilk kopyalattığım albüm speed kills II: the mayhem continues isimli toplamaydı... agents of steel'in muhteşem marşıyla başlayan albümde helloween'den anthrax'a, bathory'den sodom'a, whiplash'a kadar acayip isimler bir de bilmediğim muhtemelen pek de uzun ömürlü olmayan gruplar vardı... değil ben yaştaki bence hiçbir yaştaki bir çocuğun gene başka bir sevilen ikonumuz olan rattlehead'in kapakta emlakçı pozuyla durduğu megadeth'in peace sells... but who's buying albümünü görüp dinlemek-kasede çektirmek-almak-çalmak eylemlerinden birine yeltenmemesi mümkün değildi ve ben en makul olanı yapıp kasede çektirmeye karar verdim ve de her şeyin kadir kıymetinin bilindiği son zamanların meşhur sorularından biriyle karşılaştım: arkasına ne çekelim?! dükkanda şöyle bir göz gezdirdim, türlü türlü mezarından kaçmış yaratıklı albüm kapağını dolaşan bakışlarım silahlarını bana döndürmüş "teslim alıyoruz" diyen dört serseride kaldı. bunu çek abi diyip overkill: taking over albümünü gösterdim. haliyle peace sells de taking over da nefisti ama esas mevzu bizim thrash treninin makinisti taking over yerine overkill'in ilk albümü feel the fire'ın şarkı isimlerini yazmıştı. böylelikle uzun süre deny the cross'un nakaratlarını raise the dead şeklinde filan söylemeye çalıştım keza bobby blitz we are the wrecking crew diye bağrınırken ben ordan bir rotten to the core cümlesi çıkarmaya çalışıyordum.
eski konak yıllar önce yandı gitti, biz de burcuyla kadıköy seferimizin ikinci ayağı rainbow45'e geldik. biraz clashlara seyirdikten sonra heavy metal bölümüne geçtim running wild port royal ve slayer haunting the chapel albümlerini görende aklım çıktı... ama gitti gidiyordan da kovaladığım taking over'ı almaya karar verdim karşıma çıkmışken, bu sıralar da mp3playerda sokaklarda bol overkill dinlemişliğim vardı. aklım slayer'da çokça kalsa da overkill'i koyduk sepete. lakin eve döndüğümüzde plağın bombeli olduğunu fark ettik, göbekten dışa doğru, b tarafında etkili, sesi etkilemeyen bir bombe... bunca şeyi yazdıktan sonra da insan tekrar götürmek istemiyoru.. bakali..
bu gitgeller (slayer mı running wild mı overkill mi) arasında dükkanın diğer raflarını biraz da yalandan karıştırırken bu kez de hep wishlistte duran başka bir ergenlik dönemi albüm çıktı karşıma... the notting hillbillies: missing... presumed having a good time mark knopfler sevdasıyla lise yıllarının sonuna doğru almıştım kasedini ve pekpekçokçok sevmiş, uzun uzun dinlemiş, sonra üniversite sonlarında kaseti harun'a vermiştim. birkaç sene önce plakhanede your own way sweet way'i bulmuş ve almıştım. ve gene bu yaz albüm bilgisayarda repeatte kalmış, biz bir şeylerlen uğraşırken burcu da notting hillbillysine doymuştu... velhasıl kelam artık evde oldukça gıcır (VG++/NM) plağı var... overkill ve notting hillbillies yan yana kes kel alaka ama işte böyle bir şey halkların kardeşliği... ya da burcuvazinin dayanılmaz çekiciliği... dj vadever is in the house! so blues stay away from me!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder