23 Mayıs 2015 Cumartesi

ne var enough!



arkideşler oğuzhan, mehmet ve ercüment, nam-ı diğer düzansız ne kadar negatif olma pozitif ol diyosa da festival öncesinde saydırmaya başlamıştım pozitif'e. festival alanı kesilen biçilen rant eylenilen devasa bir araziydi ama 12 yaşından küçüklerden utanmadan bilet istiyorlardı. bir bilet alıp müjde'den de bir bilet çözmüştük babylon soundgarden festivalinin kilyostaki yeni yerinde bir sürü bir sürü diceyi, ama en önemlisi goat'ı görmek ve dinlemek için. doğa nefis, ortam nefis, insan buraya böyle çökmelerine uyuz oluyor ama etraftaki "pozitif" hava, müzik, memeler, alkol, esrar ve kokain derken keyfi yerine geliyor. gün güzel geçti, daha yenilerde izlediğimiz orlando julius abim ve onu gezdiren (fanınızım) heliocentrics güzel bir gündüz mesaisi yaptılar. hevesle beklediğimiz goat maskeleri kostümleri dansları müzikleriyle muhteşemdi, al sana trans al sana şaman al sana uzay! herkesin bir fikri olduğu gaye su akyol'u da izleme fırsatı oldu ve bana pek geçmedi, cihangir akyol daha iyi. akşam oldukça havanın tadı biraz kaçtı, karnımız da açtı, girdikten sonra hiç uğramadığımız yemek standlarına gittik ki ortam yangın yeri, barbekü bayramı, rüzgarın ayarı yemekçinin planı yok, marakeşteki meşhur cema el fena meydanından beter bi ortam, benim bile o tuhaf etlerden yiyesim gelmedi derken vegan sandviç kurtardık bir yerden. uzun lafın kısası ise plak standı açmış exit music, şöyle bir bakındık, doğuş'tan bağımsızlara üç kuruş kazandıralım diyerekten the cure'umuzun never enough single'ını aldık. çıkış klasik bir kabustu arabalar daracık bir yönde sıkışmış, küçük hilelerle bizi 3 saatten kurtardım, bir servisi hadi gidiyoruz diye kandırıp çevirdik, ortamı yeni duyan ya da afyonu anca patlayıp akın akın festivale gelen torbacıların girişini sağlamak için bilekliklerimizi verip uzaklaştık. şanslı bir otostop marifetiyle home sweet home...







soundgarden
exit musiz

7 Mayıs 2015 Perşembe

zaman ve mekan..

seneler seneler evvel takvimler 2007 yılını gösterirken dünyamın en güzide labellarından stones throw'un kurucularından egon firmanın 18 numaralı podcastini stone cold psychedelic soul adıyla yapmıştı, battered ornaments'in crosswords & safety pins'i ile başlayan nefis miks lee moses abimizin hey joe ve california dreamin' yorumlarıyla devam ediyordu.. ah bu miksi ne kadar çok dinledim, ne çok insana dinlettim. istanbul'un yeraltlarından olimpos vadilerine hindistan'ın insan eli (hatta bir sürü insan eli) değmiş köşelerine türlü türlü ortamda çınlattım özenle. insan da haliyle bu güzel miksteki şarkıların plaklarına özellikle de lee moses'a sahip olmak istiyordu fakat plağın orijinali 500 eurolardan 2007'de yapılmış bonus tracklerle bezeli yeniden basımıysa 200 eurolardan gidiyordu. gün geldi, time and place albümünün güzelce bir bootleg'i basıldı, ben de kopyamı almak için deform'un yolunu tuttum.



ne zamandır hastaneye gitmemiş, test yaptırmamış, ortada bir şey olmamasına rağmen sağlıkla ilgili inceden kıllanmaya başlamıştım. kanımı verdikten sonra taksime uzadım, tayfun deformu açana kadar yeşilçamda oyalandım. önce plağı elime aldım, sonra tayfun'un masasına kurulup laboratuvar sonuçlarıma baktım. her şey yolunda her şey çok iyi. o zaman hep birlikte: all the leaves are brown and the sky is gray / i ve been for a walk on a records day!