13 Ocak 2021 Çarşamba

booker ervin'e sevinsem mi plak satana üzülsem mi?

hastanede ölüm kemosu alıp yatarken, kök hücre transfüzyonunu beklerken bir sürü kitap plak siparişi vermiştim yaşayacağımdan eminmişçesine, neyse sahibinden'de de nefis caz plakları yakalamıştım, ne zamandır peşinde olduğum dexter gordon ve booker ervin'in tenorlarını öttürdüğü the trance ve setting the pace albümlerinin çift plak yeniden basımı mesela. ferhat demirel isimli satıcının başkaca da nefis plakları vardı, sonra yazışmaya başladık, acıbademde oturuyormuş, geniş koleksiyonu varmış, işi yokmuş, durumlarının tadı kaçmış, elindekileri satıyormuş, bir yandan üzüldüm ama bir yandan da daldım discogs'unu karıştırdım tabii. bir süre hastanede olacağımı söylediğimde de ödeme filan yapmayın, önemli olan sağlığınız, plakları ayırdım, sıkıntı yok şeklinde çok sıcak bir iletişim kurdu. ben hastaneden çıktım bir türlü gidip plakları alamadım, bu sefer de benim nasılsa işim yok ben getirebilirim dedi filan, ama ben ayağıma getirmek istememiştim abiyi...

sonunda abiye gitme imkanı doğdu. bizim geveze ve şikayetçi kurbağa da frogg selim senelerini istanbul müzik piyasasına, mekanlara, müzisyen ve djlere, dinleyicilere haklı olarak söylenmekle geçirmişti. pandemiyle birlikte zaten 3 kuruş kazandırabilen işler de patlayınca tadı iyice kaçtı, ama güzelce üretime kaydı, bugüne kadar yaptığı işleri stickte toplayıverdi ve biz sevenlerine de almak kaldı. sevgili sevgilim sevgilim de stick ederinin üzerinde bir destek atmış, frogg da bunun üzerine bizim bir olan siparişi iki stick'e çıkarmış, bu sefer burcunun içine vay biz iki stick'e az para verdik gibi kurtlar düştü müştü derken neyse gün geldi çattı, selim stick teslimatları için modaya geldi. biz öncesinde acıbademdeki koleksiyoncu abiye uğrayıp plakları aldık. istanbul'un en soğuk gününe denk gelmişim ne zaman sonra dışarı çıktığımda, adamla ayak üstü bile konuşamadık 30 saniye içinde arabaya koşturdum.

bahariyeye geldiğimizde ilk judocu ile karşılaştık, özlemişim bu modada insanları görüverme olayını yahu. o da arkadaşıyla bir yerlere gidecekmiş uzaktan sesleştik. sonra outro'da selim'le buluşmaya gittik,  sen yukarı çık dedim pandemi korkusuyla telefonda. elinde birayla geldi serseri, ogan da aşağıdaymış, o da geldi yanında zaten outronun karşısında, sub yayının orda kendine ofis tuttuğunu söylemişti tacide, evde bunalmış çalışamıyormuş, güzel bi ortamda dükkan sahibi olmuş. üzeyir ya da başka olağan şüphelileri göremesem de kısa ve acısız bi moda buluşması oldu bencee...

koleksiyoncu ferhat demirel abiden aldıklarıma gelinceee...


bi plakta iki tenor mu olur diyenlere tenor bayramı, 84 alman reissue


allahım ne güzel kulüp ismi blackhawk, 87 alman reissue