10 Kasım 2015 Salı

atam, sen kalk ben yatam ya da hanneman, sen yanman ben yanam!

mustafa abi'nin de ölüm yıldönümü olan günde (reign in ay yıldız), çook uzun yıllardır almayı beklediğim slayer: seasons in the abyss albümüne kavuşabildim. kasetini eline aldığım günü yamulmuyorsam hatırlıyorum, metallica cem'in, zeliha ismini verdiğimiz gerçek kurukafanın da durduğu masanın önünde dikilmiş, çanta teypten albümü dinlerken uzun uzun kapağına bakmıştım. sonrasında senelerce plağın etrafında dolaştım, bootleglere yüz vermedim, yeniden basımlara inanmadım, temiz bir orijinali bekledim.



presage grubunun da vokali olan metalci kardeşim fatih korkmaz ilk tanıştığımız dönemlerde evime gelip de plaklarımı görüp de zevklenince "bende seasons var, dinlemiyorum öyle duruyor, sana vereyim" demişti de onu da umutla beklemiştim. neyse oydu buydu derken, nedense limited edition olan, clear wax baskısı bir versiyona uygun bir açık artırma ortamında rastladım, 40 liraya kapadım, heyecanla bekledim ve tabii ki istediği kadar limited olsun içerik olarak back to black (ya da back on black her ne zkm karın ağrısıysa) baskılarından bir farkı olduğunu düşünmüyorum. rafta duruyor, iyi hoş, ama bu ve bunun gibi kilometretaşı albümlerin orijinal baskılarını almadıkça başkaları alacak ve fiyatlar yüzlerce yurolara çıkacak diye abyssde mevsimler geçiriyorum.