10 Temmuz 2014 Perşembe

plakbükü

femur kemiğimin başıyla ilgili tatsız haberler aldıktan hemen sonra burcu ile denizli'ye uçmuş, orada ibo ve sevinç ile buluşup boncuk koyunda mutluluktan mest olmuş, günler sonra yolda club amazon'da sona ve yenay'a uğramış ve sevinç'in annesini görmek için kendimizi datça'da bulmuştuk. hindistan fiyatlı (kişi başı yirmi lira) pansiyonumuz, çeşitli koy ve büklerde kabak çiçeği dolmalarımız-kalamarlarımız-balıklarımız-rakılarımız-biralarımız ve bize her yerde eşlik eden dünya kupamızla günümüzü gün ederken burcunun çarşıda bir sahaf var, kitapdan gayrı plaklar da var demesiyle sarsıldım. parmaklarım tuzlu sularla, soğuk biralarla serinlemek ya da patates ve balıklarla yağlanmak değil plaklarla tozlanmak istiyordu.. dükkanının adını unuttum ama düzgün, temizce bir yer, plaklar da pek öyle tozlu değildi.. sıkıntı alt raflarda durması sebebiyle bana bel ağrısı, bir kısmının da aşırı üst raflarda bulunması nedeniyle indiriveren iboya bel ağrısı vermesi oldu.. klasik rocklar ve poplarla pek de boptan nasibini almış cazlar pek cazip değildi... gerçi uygun fiyatlı supertramp ve cat stevenslara bi meylettim. hatta genesis'e.. lakin ne gerek var şimdi diyerek uzaklaştım..

devrimci/sosyaldemokrat/cehapezihniyetli/ulusalcı çeşit çeşit insan var/yerleşmiş datçaya.. korkunç levent kırca tiyatro yapıyor.. sevinç'in annesi alev ve erkek arkadaşı hayli aktifler misal, koyları etkileyecek yasalara karşı harıl harıl çalışıyor.. anarko sendikalist bile var, üniversite arkadaşım anarko sinan, 92 ya da 93te noir desir: tostaky albümünü bana veren adam. o da ailesiyle yerleşmiş, eski bir yağhaneyi pansiyon yapmış, hatta pansiyonda da habe habe arkadaşlarım melis ve emre çalışmakta... neyse bu çeşit insan arasından bazıları belki bahar temizliğinde çıkarmış elindeki plakları, belki plak tekrar moda oldu olayı geçmemiş insanlara.. boktan yerli basım karışık pop/disko plakları yoktu da 50 rock/pop biraz daha az da temiz durumda klasik müzik plağı vardı...

neyse, bakınırken bir kapağa bayıldım.. illustrasyon ve tasarım nefis.. şarkı isimleri, font ve görseller ben hippiyim diye bağırıyordu Golden Avatar: A Change Of Heart albümü.. ortamda (tabii ki) pikap yoktu. ben bakınırken burcu-ibo-sevinç de inceden sıkılmıştı [diggera rahat yok] yutuptan hızlıca birkaç şarkı dinledim, zaten plak 10 lira, alıvereyim dedim. burcu'ya da ısrar ettim klasiklere baksın diye. Vivaldi: iki keman ve orkestra için dört konser albümünü alıverdik..



ordan muğla'ya, oradan sandras dağına gökçeova'ya, ordan dalyan'a kaş'a antalya'ya derken plaklar otomobilden bir daha çıkmadan istanbul'a kadar geldi.. golden avatar'ın geyik kısımları olsa da tahminimden çok iyi çıktı, özellikle ses kalitesi baya bir iyi, orkestrasyon ve kayıt da sağlam.. vivaldi de maşallah, kemancı abimler nefismiş, insanın kocaman evlerin güzel salonlarında uzun kahvaltılar edesi, tilki avına çıkası geliyor.. bunlar marmariste datçada mümkün..

baltalimanı hastanesinde bekleme esnasında rumeli hisarı'na gittik kahvaltıcılara. dünyanın dört yanına giden temsili tabelaların olduğu sade kahve'ye oturduk onca tatilden sonra.. güneylerde her yemeğin değil yanında ayrı tabakta bedavadan boca edilen söğüş domates ve salatalık için 10 lira istiyorlardı. söğüşün bedava plağın on lira balığın taze olduğu yerlerde yaşamak istiyorum ama plak çeşidi de daha fazla olsun. bi de levent kırca gelmesin tiyatroya.. brecht gelsin. ay ya da kim isterse gelsin. ama bize ovabükünden yer versin.


almanya'nın brezilya'ya 7 gol attığı tarihi maçı da datça'da izledik.. arjantin ve hollanda arasındaki sıkıcı maçı da..