30 Haziran 2014 Pazartesi

macera dolu amerika..

burcu iş arkadaşı sema'nın new york'a gideceğini aylar öncesinden ilk söylediğinde kendimi elektrikli gitar alma fikrine kaptırmış, 300 dolara sıfır bir squier vintage modified jaguar'ın abd'den getirilebilme ihtimalini düşleyip ağzımı sulandırmıştım. aradan zaman geçti, sema da gitar getirebilecek boyutta bir insan değildi ama plak getirebilirim size diyivermiş ve long island'da kaldığı otelin adresini vermiş.. bir yandan long island'daki record store'ları araştırmaya, bir yandan da yeni çıkmış, bulunma ihtimali yüksek amerikan baskı plaklara bakınmaya başladım. ben olsam saatlerce kazıyıp kendimi şaşırtacak ne sürprizlerle çıkacağım dükkanlardan fiyat/kondüsyon/baskı konusunda neyin ne olacağını bilemediğim için sıfır plak istemeliyim diye düşünmüştüm. bir yandan hep wishlistte duran ve amerikan menşeili olanlardan seçiyor bir yandan da yepyeni şeyler dinliyordum..

misal zig-zags: brainded soldiers 7"inin kapağını görünce vuruldum ve zamanda bir yolculuğa çıktım. ruhunu korku filmleri, metal müzik, çizgi roman ve oyunların dünyasına satmış olan barış erdoğan arkadaşımın çizimlerini andıran kapak, çiğ sosu bol stoner rock, normalde alayım da koleksiyonda dursun demeyeceğim bir single.. geniş listenin alt sıralarına yazdım kendisini.. nasıl olsa ona sıra gelmez diye.. [gerçi şimdi tekrar baktım da listeyi boğucu olmasın diye o kadar da geniş tutmamışım] ama sıra gelmiş. hem de ön sıralardan gelmiş. canım iyi ki de gelmiş..



zig-zags 45liği ve bazı başka plaklar other music denen dükkandan alınmış. kapsamlı ve de çalışan bir online store'u da mevcut. oradan alışveriş yapacağını bilsem nokta atış yapabilirdik. sitede listemin en başında olan apollo brown thirty eight soundtrack'ini gördüm. sema almadığına göre ellerinde yoktu, sema sordu diye stoklara kattılar diye sevindum. neyse yine other music'ten alınan mournful congregation: concrescence of the sophia adlı cenaze grubundan ve onların taziye epsinden bihaberdim. yeni çıkanları kurcalarken denk geldiğim avustralyalı bir doom grubu.. yine bahsettiğim barış'ın odasında dinlediğimiz tiamat zamanlarını anımsatan duygularda nefis bir oldschool doom epsi.. hipinden hopundan sıra gelmezdi normalde böyle şeylere, kaderin güzel bir oyunu oldu.. ilk yüzdeki yirmi küsür dakikalık albümün isim şarkısı özellikle nefis. zaten diğer tarafta da dokuz dakikalik bi şarkı daha var. pek temiz..



other music kendini "We're an NYC-based record shop specializing in underground, rare and experimental music." diyerek tanımlamış. sharon jones & the dap kings henüz rare değil, experimental hiç değil, acaba hala underground mu? bana sanki meşhurlarmış gibi geliyor. neyse yeni albüm give the people what they want çıktığında burcu hemen alalım demişti. ben biraz mesafeli bakmıştım. aslında yakından baksam, misal kapağına bakıp okusam jeton daha erken düşerdi belki: burcu plağı istiyor. plakta insanlara istediğini verin diyor. mevzu açık. ama versiyonla ilgili biraz canım sıkıldı. mavi versiyonu vardı.. sonra bonus 45likli versiyonu vardı.. sonra mono versiyonu vardı.. bize normali geldi. olsunlar, birkaç gün önce sharon jones'u görmüştüm rüyamda. konser için gelmiş ama insanları bulamamış mı ne.. ben de bunu bize götürecekken polis beni durduruyor, saatlerce sorular soruyor, defalarca üstümü arıyor, tersleneyim de beni içeri tıksın diye habire üzerime geliyor. ben de bir yandan sharon'a sen git filan diyorum. sharon da kuzu gibi bekliyor. sonunda polis saldı, bize gittik. dap kings de sığışacak yer aradı evde dert oldu. burcunun doomgünü kutlamalarıyla benim kalça sıkıntım çakışınca dev kutlamayı iptal etmiştim. onun sıkıntısı şerın cons şeklinde geldi herhal rüyada..



daptone new york bazlı diye onlardan başka çeşitler de yazmıştım listeye.. misal ekşimik suratlı, soul'un çığlık atan kartalı lakaplı abim charles bradley.. iki albümünü de gün gelir alırız nasılsa diye almamıştım. (oysa lee fields albümlerini kaçırmadım) daptone kataloğuna bakarken record store day soygunculuğu bazında, sıradışı bir şekilde 12"e limited edition basılmış i hope you find the good life / electric victim of love single'ını bulunca, hele bi de sarı olduğunu görünce ekleyeyim dedim listeye, nasılsa bulunmaz diye. ama bulunmuş. charles abimin koleksiyona giren ilk parçası stay away 7"i olacak diye umarken bu oldu. victim of love albümünün isim şarkısı bir acayip dublı olmuş ki tadından yenmez.. mez.. mez..

burcum pek sever, hep de ister diye fugazi albümlerine hep bakarak oluyordum. orijinallerine istanbulda hiç denk gelmedim, dışarda da kovalamamıştım. reissue'leri ise pek tatlı fiyatlı, zaten plağın arkasına da yazmışlar bak bu albümü direk dischord records'tan istersen posta hariç 11 dolar diye. ben vaktiyle bunları denyoca marillion fugazi albümü var diye o tarz bir grup sandım. sonra bir iki dinlemiştim, pek geçmemişti.. ne zaman sonra birileri wu-tang raplerini fugaziden örnekledikleri beatlerin üzerine koyup wugazi diye bir proje yaptılar o zaman daha bi hoşlandım. özellikle bu steady diet of nothing'ten sanırım. plağın göbekteki matrix numaralarının yanında a yüzünde don't worry b yüzünde this is the last one yazıyor. böyle şeyler beni benden alıyor.