31 Temmuz 2013 Çarşamba

kah düggün kah diggin part 4 concerto, yeni plaklar @ amsterdam

vergisi yok, shipping'i yok, oh ne ala.. aslında plakları karıştırken bir yandan aklım hep sıfır plak alacaksam berlinde alayım, hhv.de'nin store'undan ucuza getireyim diye çalışmakta... misal lady'nin aynı isimli ilk albümü hhvde 16.95 ise concertoda 20 euro. 3ler 5ler birikince sana 3er 5er fazladan plak getirisi oluyor ama insan da duramıyor işte, duramadım nitekim. hem bağımsız tükkanlara da destek olmak lazım di mi?
canımız ciğerimiz, ruhumuz gerçeğimiz truth and soul records'un bastığı ne varsa stampamı basarım. truth and soul'un sinematik orkestrası el michels affair'in kara musa isaac hayes'e yaptıkları adadıkları nefis ep walk on by'ı es geçemezdim. truth and soul'un en son bastığı albümlerinden olan lady:lady de alınacaklar listesinin başındaydı. lee fields'in berisinde yaptıkları nefis vokalleriyle tanıştığım nicole wray ve terri walker yavruları tesadüf ki yakınlarda hollandada, groningen yakınlarındaki bir kilisede lee fields'la still hangin' on'u akustik olarak seslendirmişlerdi. çıktığı gibi evde ağır rotasyona giren albüm artıkın plastikman soul rafında. [ne yazık ki terri ablam lady'i bıraktı, oysa konsere bekliyorduk birlikte]
lady nicole ablam black keys'in hiphopçılarla ortaklık yaptığı procesi Blackroc'ta 1 değil 2 değil 3 değil tam 4 eserde şarkılarını söylemiş, vokallerini yapmıştı. kara anahtarlar memnun kalmışlar ki sonraki albümleri brothers'ta da vokallere nicole wray'i çağırmışlardı. ama benim black keys'im az daha geride. [el caminoyla uluslararası patladılar, her yerde plağını cdsini görür duyar oldum, ki güzel de şarkılar, gazlı filan ama evde dinleyemedim, çalarım dedim dışarda çalarken de bi havasına giremedim, kirli değil diye herhalde..] açık radyo konnekşınıyla 2003 thickfreakness, 2004 rubber factory ve 2006 magic potion albümleri bundle olarak gelmişti. çiğ soundlarına bayılmıştım. white stripes da şahaneydi ama bu oğlanlarınkisi daha bir çiğ, halleri daha bir normal, ben burdayım diye bağırmıyorlar da bağırışlarından orda olduklarını anlıyorsun gibi. vadevır, magic potion dinlediklerim arasında en bayıldığım, çaldığım dinlediğim sıkılmadığım albümleri. dükkanda gördüğüm şüpheye düşmeden ayırıverdim kenara helecanla. kendisi repressmiş bu arada.



ben bunnarlan uğraşırken sevgilim geldi yanıma elinde bir albümle, bir yanında ibranice yazılar, bir yanında molotof kokteyl tarifi.. godspeed you black emperor!: slow riot for new zero kanada EP. abiler 9 kişi olduklarından grubunda albümün de ismini uzun koymuşlar. belki de enstrümental müzik yaptıklarından şarkı sözü yazma ihtiyaçlarını bu şekilde gideriyorlar. daha evvel bir gybe! albümünü internetten dinlerken biraz dalga geçmiştim, baba parasıyla müzik yapan kanadalı dertsizler nasıl oluyor da böyle müzik yapıyor, ben de 20 dakka aynı şeyi çalsam hipnotik olur filan gibi de burcuyla papaz olmuştuk sonra darılıp içeri kaçmıştı. bu yüzden hiç dalga geçmedim. iki şarkı var iki yüzde, biri 45 biri 33 devirde... [istanbula döndüğümüzde 33devirlik tarafı 45te dinlemiştik daha güzel olmuştu aslında ama neyse... yok yok şaka, güzel şarkılar.] sonra da yarim dedi ki şurdaki indirimli kool keith plağını gördün mü, görmüştüm aslında da bilememiştim alsam mı diye. kool keith featuring kutmasta kurt: diesel truckers albümünden bol bol çalmıştım bu yaka! programımda. kool keith'in dr octagon olsun dr dooom olsun zaten hastasıyım, van of may feyvırıt reppırs of ol taym diyebilirim. kutmasta kurt de yine o dönemde hayatıma girmiş, son zamanlarda da feysbuk vesilesiyle ne yapar ne eder ilgilenir olmuştum. [hatta işleri pek iyi değil galiba diye üzülüyordum ama kendim işsizim, adam it gibi beat yapıyo, kime üzülüyosun ki, al yeni yaptığı şarkıya bak Spaz: Dr OctoTron] aklım hep dr. octagon'da olduğu için de kamyoncu krosu albümlerini almasam mı diyordum amma fiyat etkeni ve kool sevgisi koy la sepete diyiverdu.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder