26 Mayıs 2014 Pazartesi

tatilden dönen kadın ne sever? jagger mı önce ölecek richards mı? nedir bu stones sevdası?

geçen günlerde yurtdışındaki labellardan direkt alışveriş yapayım diyordum kendime, dükkanlarda karşıma çıkan plakları değil, almayı planladığım plakları alayım. öyle olmuyor tabii, sen karşına çıkanları al, almayı planladıklarını da bilahare alırsın. bilgeyi dansa bırakıp, sohbetli tahsilat için yelda ve meryemle buluştuktan sonra son zamanlarda yol üzeri olduğu için sıkça gittiğim ve alışveriş yaptığım groove'a uğradım. aklımda, toplama plak almayacağım diye planlamama rağmen byrds: the original singles 1965-1967 volume 1 toplamasını almak vardı. vaktiyle çıkan mono singleları a ve b olmak üzere direk master tapelerden aktarmışlar. ama öyle uyduruk jukebox bir kapak yapmışlar ki en boktan nice price plaktan dandik görünmekte... dükkana gittiğimde o plak çalıyordu hatta... benim plağı eskitme deyip kaldırttım ama planladığım gitmedi tabii işler. evde cdsi olan the history of fairport convention double toplamasına meyl ettim ki cdsi olanın plağını almıyorum ekseri, uyduruk gözüken bir cash albümünü dinledim içime sinmedi. sonra bridge over troubled water'a bakıp neden evde hiç simon & garfunkel plağı yok diye düşündüm, "nedeni belli her yerde karşına çıkacak kadar çoklar, her zaman alabilirsin dedi cimri", "pek de ucuz ve temiz yahu alsana" dedi burada duracağına sende dursuncu. o sırada tatilden yeni dönmüş görünümlü, kolları soyulan, üzerinde beyaz ince olan bir kadın girdi dükkana... rafları karıştırırken simon & garfunkel'ı aldı, aa ne hoş filan derken dinlemek için pikaba koydurttu. ah alsaydım diye içlenirken kabus flütleriyle el condor pasa başladı. sonrasında kadın para çekmeye gitti. döndüğünde sami yakalamak için hoşuna gidebilecek beach house diye bir grup koydu, indie gibi, dream pop gibi, biraz mıymıycore gibi.. bir de mavi plak... tatilden yeni dönmüş abla mest oldu, ama aldığı plak sayısı artıyor diye de bir kararsız kaldı, lafa girecektim simon & garfunkel her zaman bulursun bak sen bunu al ayakların da kumlu diye girmedim, iyi ki de girmemişim, hepsini aldı.



peki ben aylardır yıllardır decadelerdir almadığım her zaman bulurum bak dediğim rolling stones: aftermath'i neden aldım? daha önceki macerada bahsetmiştim, bu remasterlardan emin olamıyore, fikirlerini sorduğumda hoş cevap alamıyore diye... daha önce de uygun fiyata aldığım universal çıkması, yok kabının kenarı acık buruşmuş, yok naylonu birazcık sökülmüş teşhir / depo mallarından aftermath'ı görüp bunları diyince sami açıverdi, ben de muradıma eriverdim. geçenlerde aldığım orijinal amerikan london baskı mono out of our heads gibi bir sonuç yok ama bu fiyata da tamamıyla kabul edilebilir bir baskı. internet d&r fiyatından bile ucuz olunca yazıldım artık. bir de orijinal ama hangi baskı olduğunu kestiremediğim rolling stones: some girls'e takılıp kaldım. sonradan sansürlenip değiştirilmiş kapaklı versiyonu, ama üzerinde nerede üretildiği yazılmıyor, muhtemelen ingiltere'de basılmış ve avrupada dağıtılan bir tanesi. bu plağın beş bin ayrı çeşidi var zaten, renk sıralamaları farklı, insertleri farklı, bu yeşil sarı mavi pembe sırasıyla gidiyor ve insertteki çıkarılan ünlü çizimlerinin yerine under construction tarzı yazılar denk geliyor. plak da tertemiz, almam dediğim albümü aldım ya miss you ve beast of burden hatırına ya da başlıkta da dediğim gibi ya jagger gidici ya da richards yakınlarda...




esas sürpriz güzellik erik satie: an erik satie entertainment (songs and piano music with meriel & peter dickinson)oldu. burcu'ya mesaj attım pek seviyor bu nasıl albümdür acaba diye. o da dedi ki eric abinin bokunu çıkardılar, herkes kendine göre aldı çaldı, dikkat et diye. koyduk plağı dükkanda, peter abim güzelce çalmış, meriel ablam güzelce söylemiş, sıkıntı yok, bir iki can sıkıcı atlama dışında tertemiz bir kopya, içinde şarkı sözleri insert'ü bile var valla. hal böyle olunca byrds toplaması sallandı, bu 3 albüm eve yollandı...



not: konuyla ilgili bir fotoğraf koyup yanına (temsili) yazma esprisi uykusuz dergisinde o sırada isimli köşeyi yazan erman çağlar'ın alamet-i farikalarından biridir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder