13 Nisan 2013 Cumartesi

doomgünü plak mednıs..


doğumgünlerinin en gözel tarafı hediyeyse en güzel hediye de plak oluyor tabii ki de.. doğumgününde başka şeyler hediye edenleri ya da eli boş gelenleri önemsemiyor değilim tabii ki ancak bu blogun da ne olduğu belli o yüzden gelen plaklar mevzumuz..

emily doğumgünü pikniğimi ilk şenlendiren kişiydi ve mutlu yıllar diye elindeki paketi uzattığında bunun bir plak olmadığına emindim ama birkaç dakika içinde karşılaştığım manzara yıllardır istediğim özlediğim 7 dene 7" barındıran bir kutucuk olan Now-Again Re:Sounds Vol. 1 kutucuğuydu. ki bundan ondan haberi olmasına imkan yoktu, olsa bile bulabileceği bir yer yoktu, deform plakçılık hariç! ozan ve tayfun flying soul food zeynel bağlantısı ile stones throw ve now again'den daha birkaç gün önce mallar getirmişlerdi ki ben de yine birkaç önce bunlardan almış olduğumu anlatmıştım. emel (ve öztürk) burcu'ya sormuşlar ne alalım diye. burcu da deform'a gidin onlar bilir demiş. deform da haliyle bilmiş. bir de üstüne kendi hediyeleri olan yine now again'den Karl Hector And The Malcouns: J.B. Rip / Popcorn With A Feeling 7"ini yollamışlar. bunlar olunca insan yeniden doğuyor adeta!





pelun hanım sağ olsunlar nefis bir mardin bulguruyla beraber isimlerini pek duyduğum ama müziklerini dinlememiş olduğum Hariçten Gazelciler: II albümünün sanki elle hazırlanmış olan cdsini getirmiş. bütün bir booklet yapmamışlar her şarkı için bir kart açılmış, bir yanına bir resim çizilmiş diğer yanına da sözleri yazılmış. kimi yerleri reggae gibi kimi yerleri 70lerin saykedelikimsi kimi 80 pop-rakları gibi, güzel soundu, fena sayılmaz besteleri olan grubun pek tutmadığım yanı çoğu türk grubunda olduğu gibi vokalleri oldu. bu dumandaki kaan'ın kendini bırakmış, makamlı kendine özgü eroin vokalleri aynı bir dönem cem karaca'nın kendine özgü vokalinde olduğu gibi zarar verdi sanki gençlere. kulaklar bunun çok etkisinde kalıp kendi vokallerini ararken ya bir acayip rrr moduna girdiler ya da öyle bıraktılar ki kendilerini şarkı söylediklerini unuttular. bu hariçten gazelcilerin müziği de vokal olmasa daha çok dinlenirdi benim zevkimde. ama bir yandan da bu ve bu türlü abiler ablalar daha çok konserlerde, programlarda daha çok canlı canlı çalıp söylerken varlar. canlı performansa denk gelip aynı sigara dumanından etkilenen bünye daha çok sempati duyar belki de... ama sigarayı bıraktım.

sonra efendime söyleyeyim pek sevgili suna hanım da yıllardır severek bayılarak dinlememize ve aslında başucumuzda durması gereken bir albüm olmasına rağmen (ne başucu albümleri sevdim ki aslında başucumda yoktular) nasıl olsa her yerde karşımıza çıkıyor illa ki bir gün alırım rahatlığıyla falan filan derken ve işte karşınızda Curtis Mayfield: Superfly! ki zaten suna hanım sayesinde adım attığımız açık radyodan edindiğim Curtis Mayfield & The Impressions Anthology 1961-1977 doplamasıyla körtis abimi enine boyuna tanıma fırsatı bulmuş idim.
çok yaşa sony bak kalp kalbe bir yandan da ne kadar karşıymış: bu doğum günü pikniğinin olduğu sabah A2 yazılı ehliyet sınavına girmiş, devamında da ablacığımın "ne alsam beğenmiyorsun al şu avroları kendine hediye al" diyerek bir önce gece verdiği paraları yimeye yönelmiştim. aklımda da kabalcı kitabevindeki curtis mayfield'ın solo performansına başlamadan önceki grubu impressions'ın this is your country plağı vardu. amma sonra bilader cek ve koca kafa deyvid sevgisi baskın geldi ve kendime ablamdan doğum günü hediyesi olarak Brother Jack McDuff & David Newman: Double Barrelled Soul albümünü aldım. son dönemde biraderin willis jackson'la ve gene ammons'la yaptığı plakları almış evde bol bol döndürmüştük, kulaklar daha da Jack McDuff istiyormuş dimek ki..

neyse kabalcıdan çıkışta benden bir gün önce doğmuş olan çılgın doktor haldun babadoğana da bir metallica backpatch'i aldım ki haldun da bana sette bulduğu biraz ahı gitmiş vahı kalmış olan Bee Gees: Spirits Having Flown plağını getirmiş. sağ olsun, bee gees hayranlığım yoktur pek, staying alive filan eyvallah, words'u onlardan dinlemeyi severim, ama hiç plağı yoktu ki bu plakları 30 milyon satmış dünya çapında. içinde sağlam şarkılar var albümün, düzenlemeler filan her şey okey de bu tenorluk yoruyor kafayı bir müddet sonra. velhasıl kelam tenkselat doktor.

sonra efendim ne zamandır görüşemediğimiz, hele ki evlatlarını hiç görememiş olduğum mehmet ilen zeynep de sağ olsunlar incelik etmişler. yıllaaaar evvel bir doğumgünü yapıyordu mehmet ya da yılbaşı mıydı yoksa. ben de ona vaktiyle pek sevdiğim scissor sisters'ın selftaytıld ilk albümünü almış idüm. zeynep de pek kibarlık yapmış ve bana Air: Moon Safari albümünü almış. amma ne yazık ki bu albümü daha geçenlerde burada da yazdığım üzere yiit almış idi..

air deniştirilecek bir albüm olarak yerini alırken yiit de muhtemelen kontraplak'tan alsam mı diyip bi türlü alamaduğum Gaslamp Killer: Breakthrough albümünü alıvermiş. sürprizi biraz kaçmıştı çünkü burcunun çevirdiği gizli işleri anlamakta dinlemekte üstüme yoktur. emel'in burcu ile telefon konuşmalarından huylanmış ama ne olduğunu çakamamıştım fakat telefonun diğer ucunda yiitin boru sesinin gazlambasından bahsettiğini duyuvermiş hassas kulaklarım. ama esasında hassas olan kişi kendisi ve hatta bütün bu armağanları alan hatta armağan almasa da o gün yanımda olan hatta o gün yanımda olmasa da eşim dostum olan ve hatta eşim dostum olmasa da bu dünyayı bu evreni benimle paylaşan her türlü mahlukat değil midir özellikle de birlik ve beraberliğe her zamankinden fazla ihtiyaç duyduğumuz bugünlerde?

2 yorum: